DAİN FOSSEY KİMDİR

Dian Fossey

Bu, bu sayfanın kontrol edilmiş bir sürümüdürayrıntıları göster/gizle
Dian Fossey
Dian Fossey.jpg
1984 yılı Kasım ayında Yann Arthus-Bertrand tarafından çekilmiş fotoğrafı.
Doğum 16 Ocak 1932
San Francisco, Kaliforniya, ABD
Ölüm 28 Aralık 1985 (53 yaşında)
Volcanoes Ulusal Parkı, Ruanda
Vatandaşlığı ABD
Dalı Etoloji, primatoloji
Çalıştığı yerler Karisoke Araştırma Merkezi, Cornell Üniversitesi
Öğrenim San Jose State Üniversitesi (BA, Ergoterapi, 1954)
Cambridge Üniversitesi (Doktora, Zooloji, 1974)
Önemli başarıları Dağ gorili ile ilgili çalışmaları ve korunması
Etkilendikleri Jane Goodall, Louis Leakey, George Schaller
Dian Fossey (d. 16 Ocak 1932 - ö. 28 Aralık 1985) Goriller üzerine çalışmış ABD'li etolojisttir. Birçok goril grubuyla kapsamlı incelemeler yapmış, Ruanda'nın dağ ormanlarında yıllarca onları gözlemlemiştir.
Onu ilk paleontolojist Louis Leakey teşvik etmiştir. Yaptıkları Jane Goodall'ın şempanzeler üzerindeki incelemelerine benzerdir. Yaşamının 18 yılını geçirdiği Ruanda Milli Parkında, uğradığı saldırı sonucunda yaşamını yitirmiştir.
1988 yapımı Gorillas in the Mist: The Story of Dian Fossey (Sisteki Goriller) filmiyle, Sigourney Weaver tarafından sinemada canlandırılmış.


Devamını oku

Kablosuz İlk USB Bellek!



Sandisk CES 2014 de USB bellekte devrim niteliğinde yeni bir ürün tanıttı detaylar haberimizde.

Sandisk Connect isminde ki ürün, artık flash belleklerin bilgisayarın USB portuna fiziksel olarak bağlanma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor.Aynı zamanda USB aracılığı ile hem veri aktarımı yapabiliyor hemde cihazı şarj edebiliyorsunuz.

Anahtarlık boyutunda olan cihaz içerisinde barındırdığı SD kart üzerine depolama yapıyor.SandiskConnect aynı anda 8 cihazın bağlanmasına izin veren bir Wi-Fi ağı kuruyor yani bilgisayarınızdan veya mobil cihazınızdan fiziksel bir bağlantı gerekmeden Wi-Fi yardımı ile dosya transferi yapabilirsiniz.

SD kartların şu andaki limiti 64 GB olduğu için cihazın 64 GB’llık bir versiyonu bulunuyor ama Sandisk yakında 128 GB‘lık bir versiyon üretmek için de çalıştıklarının altını çiziyor.

Cihaz Amazon’da 100 dolar fiyatla satışa çıktı.

Devamını oku

DAEMON Tools Pro Advanced 5.1.0.0333

DAEMON Tools kaydedilmiş isobinmdf vb. diğer popüler disk imaj dosyalarını oluşturduğunuz sanal sürücüler üzerinden açıp bilgisayarınızda takılı olmayan CD/DVD gibi medyaları bilgisayarınıza takılıymış gibi kullanmanıza yardımcı olan bir sanal sürücü oluşturma programıdır.
Bilgisayarınızdaki programı ile 4 sanal disk oluşturabilirsiniz ve bu diskleri istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Artık bin gibi kolayca açmak için yeteneği gibi sanal disk görüntü dosyaları, kullanılmak üzere hazır, sorunsuz iso çalışan bu programın bellek tarafından sağlanan bilgilerle edilir. Her bilgisayarda güçlü ve ücretsiz bir araç olabilir çok küçük bir boyutu olan bu program. CD / DVD oyunlar olmadan, sanal diskler ile bu işlemleri gerçekleştirmek programları çalıştırmak isterseniz DAEMON Tools ile oluşturmak olacaktır.
Önemli! Program ekranınızın sağ alt bölümünde programın simgesini yükledikten sonra uzantılı iso dosyaları çalıştırabilirsiniz sanal diskler oluşturabilirsiniz

Görseller


Kurulum

01 - DAEMON Tools Pro Advanced 5.1.0.0333 programinin kurulumuna gecin,

Kurulum sirasinda gelen ekranda "Deneme Sürümü" secenegini secip ilerleyip
bir sonraki ekranda "Advanced Sürüm" secenegini secip devam edin ve kurulumu tamamlayin.

BILGI: KURULUMUN SON ASAMASINDA YENIDEN BASLATMA ISTEYECEKTIR, BASLATIN.
EGER ISTEMEZSE BILGISAYARINIZI KENDINIZ YENIDEN BASLATIN.

02 - Bilgisayar yeniden acildiktan sonra sag alt kosede (saatin yaninda) "DAEMON Tools PRO"
simgesine sag tiklayip "Çıkış" deyin.

03 - "PATCH" klasorunde yer alan dosyayi programin kurulu oldugu dizine kopyalayin ve calistirin.

NOT: VISTA VEYA WIN7 KULLANICI ISENIZ, PATCH DOSYASINI SAGA TIKLAYIP YONETICI OLARAK CALISTIRIN!

"Patch" butonuna basip biraz bekledikten sonra Patch dosyasini kapatin.

04 - Masaustunden "DAEMON Tools Pro" simgesinden programi calistirin
Program ekraninda ust taraftaki menulerden "Yardım" menusunden "Lisans girişi..."
bolumune tiklayin. Gelen ekranda "Change" butonuna basip, "Kayıtlı sürüm" secenegini secip
ilerleyin ve "Seri numarası:" yazan kisima asagidaki seriali girip "Etkinleştir" deyin.

Seri numarası: 11111111111111111111111

LISANSLAMA ISLEMI TAMAMLANMISTIR!!

05 - Masaüstünüzdeki "DAEMON Tools Pro" simgesinden programi calistirin
Üst sekmeden "Araclar - Secenekler" (Tools - Preferences) bölümüne gelip,
"Güncellestirmeleri aylik olarak kontrol et" (Check for updates) seceneginin isaretini kaldirip,
"Uygula" (Apply) butonuna basin

DAEMON Tools Pro İndir

BOYUT: 20 MB
Sıkıştırma : .RAR
Devamını oku

FİT VÜCUDUN SIRLARI



                                                             

İştahı azaltmak için tatlı ye!
Çok sayıda bilim adamı sindirim sistemi üzerinde yoğun araştırmalar yapmıştır. Alınan sonuçlarda ise yemekten önce alınan tatlının iştahı kestiği ve sindirim sistemi daha hızlı çalışması sonuçu alınmıştır.

Bu yüzden dünyaca ünlü uzmanlar yemekten önce tatlı yenmesini öneriyor. Sevdiğiniz meyvelerden hazırlacağınız tatlılarla yemeğe başlayın!

Ekşili!
‘TheComfort’ Table’ kitabının yazarı Katie Lee, "Limon benim gizli silahım. Sıkıp suyunu çıkarabilir ya da ekstra zeytinyağı, tereyağı veya tuz kullanmak yerine sebzelere çeşni olarak ilave edebilirsin.

Ispanağı bir çay kaşığı zeytinyağı ile soteleyip, tatlandırmak için üzerine bir miktar limon dökebilirsin. Her şekilde çok az kalorili olur” diyor.

İçmeden önce mutlaka düşünün!
Zinczenko, "Ortalama bir insan sadece içeceklerden günde 400 kalori alıyor. Ayrıca bunun yanında on kaşık şeker de tüketmiş oluyor" diyor. Eğer meyve suları ve soda yerine, şekersiz çay ve su içersen yılda 20 kilo verebilirsin.

Atıştırmalıkları yanında taşı
Eğer yanında sağlıklı ve porsiyon kontrolü olan bir şeyler bulundurursan, 500 kalorilik bir tatlı yemeden günü geçirebilirsin. Cora, "Ben her zaman yanımda yağsız peynir, çiğ badem, bir paket yulaf veya bir parça meyve bulundururum" diyor.

Yumurtayı dene!
Lee, "Ben her zaman iki düzine yumurta alır, bir düzinesini haşlayıp atıştırmalık olarak saklarım" diyor. Pittsburg Üniversitesi Sports Medicine Merkezi'nden Spor Beslenmesi Bölüm Direktörü Leslie Bonci de şunları ekliyor: "Yumurtada sadece 70 kalori vardır ve bunun yanı sıra protein, D vitamini, demir ve bazen Omega-3 bulunur."

Baharat rafını doldur!
Farklı baharat karışımlarını salata ya da ana yemeklerinizde özgürce tercih edebilirsiniz. Antioksidan açısından zengin olan baharatlar metabolizmanızın ve sindirim sisteminizin daha hzılı çalışmasına neden olacak.

Glassman, “Tarçın kan şekerini düzenlemeye, zerdeçal Alzheimer'ı önlemeye, kekik kanser önleyici maddeler üretilmesine yardımcı olur" diyor. O yüzden lattenin üzerine tarçın, sebzenin üzerine köri tozu, salata ve makarna sosuna da bolca baharat ilâve et.

Tam doymadan masayı terk et!
Krieger, "Miden şişmeden ve hâlâ biraz açken yemek yemeyi bırak. Fakat kendini bir şeyden mahrum bırakıyormuş hissiyle değil, çok da aç olmamalısın. Bunu bire on oran gibi düşünebilirsin. Eğer on demek yılbaşı yemeğiyse, sekize kadar ye ama altıda durmaya çabala. Kendini hem daha iyi hissedeceksin, hem de daha güzel görüneceksin" diyor. 

bu kadar :)
Devamını oku

İngilizce Yol Tarif Etme-ASKING DIRECTIONS

Bu konu derin bir konu ve günlük hayatta kullanılabilecek sıklığı olduğu için konumuzu detaylıya vermeye çalışacağım arkadaşlar.
Önerileriniz varsa onları da ekleyebiliriz.


Öncelikle kullanılan ifadelerle başlıyalım;
Left : Sol
on the left : solda
turn left : Sola dön
Right sağ
on the right :sağda
turn right: Sağa dön
Turn Back : Geri Dön
Up :Yukarı
Down :Aşağı
Önde : On the front.
Arkada : At the back.
İlerde : Ahead.
Go Away Street:Yol Boyunca yürü(dümdüz git)
Opposite:Karşısında
Next To:Yanında
Behind:Gerisinde
Sık kullanılan cümle kalıplarına da yer verelim;
Bu adrese gitmek istiyorum.I want to go to this address.
Çorum’a gitmek istiyorum.I want to go to Çorum.
Tren istasyonuna gitmek istiyorum.I want to go to the train station.
Tuvalet nerede?Where’s the toilet?
Otobüs durağı nerede?Where’s the bus stop?
Otel adresim budur.This is my hotel address.
Sola dönünüz.Turn left.
En kestirme yol burası.This is the shortcut.
Üçüncü caddeden sola dönünüz.Turn left at the third street.
Köprüden geçince sağa dönünüz.Walk a little, then turn right.
Sonra bir daha sorunuz.After crossing the bridge turn right.
 Sonra yeniden sorun!Later ask again.
Oraya otobüsle gidebilirsiniz.You can go there by bus.
Karşıda.It’s across the street.
Üçüncü sokak.The third street.
Birinci cadde.The first street.
Çok yakın.It’s very near.
Meydan.Square.
Üçüncü bina.The third building.
Biraz uzak.It’s a little far.
Sultanahmet’e ne taraftan gidebiliriz?How can I go to Sultanahmet?
Lütfen bana haritada yolu gösterirmisiniz?Can you show me the way on the map?
Şile buraya ne kadar uzakta?How far is Şile from here?
Afedersiniz, Ayasofya’ya giden yol bu mu?Excuse me, is this the way to Ayasofya?
Bu yol tek yönlü mü?Is this a one way street?
Doğru yolda mıyım?Am I on the right way?
İzmir’e giden yola nasıl çıkabilirim?How can I get to the road to İzmir?
Uşak’a kadar dosdoğru gidin.Go straight ahead until Uşak.
Yüz metre ilerden sola dönün.Turn left after 100 meters.
Yanlış yoldasınız, sekiz kilometre kadar geri gidin.You are on the wrong way, go back for 8 km.
Bu bölgenin yol haritası var mı?Do you have a map of this area?
Nerede … bulabilirim?Where can I find ?
Buraya ne kadar uzaklıkta ?How far is it ?
Oraya nasıl giderim ?How do I get there?
En yakın….?The closest….?
Şimdi de örneklemelere bakalım;
1
A: Excuse me, can I ask you something? (Afedersiniz, bir şey sorabilir miyim?)
B: Sure. (Elbette.)
A: How can I get to the Court House? (Adliye Sarayı’na nasıl gidebilirim?)
B: Walk to the end of this street. (Bu caddenin sonuna kadar yürüyün.) Turn right, when you get to the crossroads. (Kavşağa geldiğinizde sağa dönün.) After walking about 100 mt., you’ll see a street having a pastry shop on the corner. (100 mt. kadar yürüdükten sonra, köşesinde pastane olan bir sokak göreceksiniz.) Turn into that street. (Bu sokağa girin.) Court House is the third building on the left. (Adliye Sarayı, soldan üçüncü bina.)
A: Thank you. (Teşekkür ederim.)
B: Not at all (İngiltere İngilizcesi’nde) / It’s your welcome (Amerikan İngilizcesi’nde) (Rica ederim ya da Birşey değil.)
2
A: Excuse me, how can I get to the bazaar? (Pardon, pazar yerine nasıl gidebilirim?)
B: Walk along this street. (Bu caddede ilerleyin.) Turn left when you see traffic lights. (Trafik ışıklarından sola dönün.) You’ll see a big shopping center. (Büyük bir alışveriş merkezi göreceksiniz. ) The bazaar area is just behind that shopping center. (Pazar yeri, o alışveriş merkezinin hemen arkasında.)
A: Thank you. (Teşekkürler.)
B: Not at all. (Önemli değil.)
Devamını oku

samsung galakxy s5

Samsung’un Galaxy S ve Galaxy Note serilerinde bizleri şaşırtan bir çok özelliği vardı. Şimdi ise Galaxy S5 ile bizleri şaşırtmaya hazırlanıyor.
Merakla beklenen modeli S5 mart ayında gözden tanıma sensörlü modeliyle satıcak çıkacak.
Mobil dünyasının en büyük devlerinden birisi olan Samsung yeni amiral gemisnin çalışmalarına başladı.
Geçtiğiiz yıllarda Samsung’un piyasaya sürdüğü Galaxy S ve Galaxy Note serileri kullancıları tarafından büyük ilgi görmüştü. Özellikle son amiral gemisi Galaxy S4 ile gündeme bomba gibi düşen Samsung, merakla beklenen samsung Galaxy S5′in çalışmalarına başladı. Geçtiğimiz Eylül ayında çıkan iPhone 5S ‘in parmak izi sensörüne karşı atak olarak Samsung’da S5 modelinde göz tarama sistemini kullanacak.

Devamını oku

Hümanizm Nedir?



Hümanizm:
Batı dünyası millet veya toplumlarının tarihlerinde çok önemli bir yeri bulunan hümanist felsefe, bu felsefenin hayatın değişik alanlarına somut yansıması olan Rönesans ve Rönesans'ın dinî cephesini oluşturan reform hareketi arasında çok yakın ve çoğu zaman iç içe geçmiş bir ilişkiler ağı vardır.
Lâtince "homo"(insan) veya "humanus"tan (insan) gelen "hümanizm" kelimesi, Batı dillerinde XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren görülmekle birlikte, 1850'lerde yaygın bir biçimde ve bugünkü anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Hümanizm’in genel anlamı; "insanlık aşkı, insaniyete muhabbet, insancıllık/insancılık; insanı, renk, ırk, din ve mevkiini dikkate almadan sevmek, onun hayrını düşünmek özel anlamı; "Rönesans çağında Eski Yunayı ve Lâtin edebiyatına dönüp ona değer vereyi, tanıtan, araştıran öğreti"; felsefî anlamı ise; "insanî değerlerin savunulmasını esas alayı dünya görüşü"., veya "Genel olarak, akıllı insan varlığını tek ve en yüksek değer kaynağı olarak gören, bireyin yaratıcı ve ahlâkî gelişiminin, rasyonel ve anlamlı bir biçimde, doğaüstü alana hiç başvurmadan, doğal yoldan gerçekleştirebileceğini belirten ve bu çerçeve içinde insanın doğallığını, özgürlüğünü ve etkinliğini ön plâna çıkartan felsefî akımdır.
İlk belirtileri XIV. yüzyılın başlarında İtalya’da görülmeye başlayan hümanizm ve Rönesans, asıl gücüne XV. yüzyılda ulaştı ve XVI. yüzyılın sonuna kadar da varlığını sürdürdü. İtalyan asıllı Dante (1265-1321), Petrarca (1304-1374) ve Boccacio (1313-1375), hümanizm ve Rönesans'ın ilk müjdecileridir. Söz konusu üç şahsiyet, kendilerini Antik Çağ’a bağlayan, ama yüzyıllar önce kopmuş bulunan kültür ve sanat köprüsünü yeniden kurmaya ve böylece hümanist düşünce ve Rönesans hareketini başlatmaya muvaffak olmuşlardır, İtalya’dan sonra XV. yüzyılda İspanya, Portekiz, Fransa, İngiltere ve Almanya'ya sıçrayan hümanizm ve Rönesans, bu ülkelerde de birbirine çok yakın anlayış içinde hayat bulmuştur.
y
Devamını oku

Osmanlılarda Toplum


Osmanlılarda Toplum
Toplum yaşantısında İslamı Planlar öndeydi.Devletin düzenleyecisi şeriattır.Şearitın kurucusu hükümdarlıktır.Ordunun beslenmesi için server gerekir.Bu serveti sağlıyabilmek için bolluk ve huzur içinde yaşanyan halka sahip olunmalıdır.Halkın bolluk ve huzur içinde yaşaması adaletle yönetilmesine bağlıdır.
Osmanlı Devletinde toplum Askeri Sınıf ve Reaya olarak ikiye ayrılırdı.Bu sınıfılar Askeri ve Reaye idir.Askeri yönetenleri, Reaye isede yönetilen halkı oluşturuyordu.
Askeri Sınıf

Askeri sınıf devlet için çalışan kimselerdi.Bu sınıfa mensup kişiler vergi vermezdi.Kendi arasında sınıflara ayrılırdı buınlar ;
Seyfiye

Arapçadan gelme seyf kelimesinden türemiştir ve kılıç anl***** gelir.Temeli kapıkulu ve tımar sistemine dayanırdı.görevleri ise halkı refah ve adalet içinde yönetmekti.Yaptıkları hizmet karşılığında devletten toprak alırlardı.
Bu gruba dahil olanlar ; Kapıkulu askerleri, tımarlı sipahiler, azaplar, subaşılar, beylerbeyleri, vezirler…
Diğer isimleri ise; Ehl-i örf, Ehl-iseyf, ümera
İlmiye

Askerin sınıfın ikinci kısımıdır.Bu bölüme mensup olan kişiler adalet ve eğitim işleriyle uğraşırlardı.İslam dininin esaslarını yerine uyarlar ve ona göre yönetim işlerini üstlenirlerdi.Bu bölümeden olan kişiler noterlik, yargıçlık, mahalli yönetim, kadılık, tıp uzmanları, müderris, imam, müezzin eğitim elemanlığı gibi işleri yaparlardı. .Bu sınıf şuan ki üniversite statüsünde olan medreselerde yetişirlerdi.Bu sınıfa mensup olmak için arapça bilmek şarttı.
Bu sınıfı divanda Şeyhülislam temsil ederdi.
Bu sınıfın diğer adı; ehl-i şer
Kalemiye

Askeri sınıfın son mensubudur ve sınıfdaki kişiler devlet kalemlerinde çalışan memurlardan oluşurdu.Devletin üst sınıf bürokratlarını bu sınıftakiler oluştururdu.
2- Reaya

Bu sınıfdaki kişiler günlük yaşamada yönetimle alakası olmayan kişilerden oluşuyordu ve Askeri sınıf tarafında yönetiliyordu.Özellikleri ise;
* Devlete vergi veriyorlar
* Yönetimde hakları yok
* Geçimini tarım, hayvancılık, ticaret, sanaayi ile sağlıyorlardı.
Yerleşim bakımında Osmanlı Devleti yönetimde olduğu gibi Köylüler ve Şehirliler diye sınıflara ayrılıyorlardı.
Şehirliler

Osmanlıda Şehirler önemli bir yer tutuyordu.Siyasi, askeri bütün işler buralarda yapılırdı.Şehirlerin nufüsü 8-10 binin altındaydı ama İstanbulun nufüsü, 700 bin kişi ile Avrupanın en büyük şehiri idi.Şehirde yaşan halklarda kendi aralarında 4 sınıfa ayrılırdı bunlar,
* Askeriler
* Tacirler
* Esnaf
* Diğerleri…
Askeriler

Bu sınıfa mensup olan kişiler yönetimde rol oynarlardı.Bunlar, beylerbeyi, sancakbeyi, subaşı, defterdar…
Tacirler
Osmanlı Devleti ticaret yolları üzerinde olduğunda tacirlikde gelişmiştir.En önemli yerleri ise İstanbul, Trabzon, Kahire, İskenderiye, Şam, Selanik…
Esnaflar

Şehir halkının büyük bir kısımını oluşturuyorlardı.Hammaddeyi işlerler ve ürettikleri malları satarlardı.Günümüzde olduğu gibi çırak, usta, kalfa gibi kendi aralarında sınıfları vardı.İşe çıraklıkdan başlanır sonra kalfa, usta , şeyh, nakip, duacı, çavuş, yiğitbaşı, ve kethüdalığa kadar yükselinebilirdi. Üst seviyedekiler alt seviyede olanları denetim altında tutarlardı.
Diğer Gruplar

Diğer gruplar ise işsizler, göçebeler, seyyar satıcılar ve günümüzdeki ipsiz sapsız kimsele yer alıyordu.
Köylüler

Osmanlı Toplumunun büyük bir kısımı köylerde yaşıyorlardı.Köyde yaşayan halka devletin verdiği raaiyyet çiftliği vardı.Köylüler bu toprakları eker biçer ve karşılığında sipahiye vergi öderlerdi.Bu toprağı devremezlerdi.Bunun dışında Tımar Sistemi ile üretim sağlanırdı.
Devamını oku

Saimone de Beauvoir kimdir?

Saimone de Beauvoir kimdir?

Simone Lucie Ernestine Marie Bertrand de Beauvoir (Simone de Beavoir) Fransız yazar ve felsefecidir. Feminizmin temellerini atan düşünürlerden biridir.

Simone de Beauvoir Hayatı

Simone de Beauvoir Paris’te Georges Bertrand ve Françoise (Brasseur) de Beauvoir çiftinin kızı olarak 9 Ocak 1908’de dünyaya gelmiştir. Ataerkil bir ailede büyüdüğünü söyler. Kişiliğinin koyu katolik annesinin ve bilinemezci babasının karşıtı olarak şekillendiği söylenebilir.

Katolik Enstitüsü’nde matematik öğrenimi ve Sainte Marie Enstitüsünde yabancı dillerde yazın eğitimi gördü. Daha sonra Sorbonne’da felsefe eğitimi aldı. 1929’da seçkin Ecole Normale Superieure’ye kayıt olan ve Sorbonne’da kurs almakta olan Jean-Paul Sartre ile tanıştı.1929’da felsefede Agregation başaran en genç öğrenci olur. Jean-Paul Sartre o yıl birinci olur, Simone ise ikinci. Ancak herkes bilir ki de Simone de Beauvoir felsefede en iyi idi. Jean-Paul Sartre’a birincilik erkek olduğu için verilmiştir.

İlk karşılaşmalarından çok kısa süre sonra Jean-Paul Sartre ve Simone de Beauvoir ayrılmaz bir ikili olur. Yaşam boyu süren bu macera ve tutku doludur. Başka erkek ve kadınların da müdahil olduğu ilişkileri sarsılmaz bir nitelik kazanır.

2. Dünya Savaşı'ndan sonra Modern Zamanlar isimli politik gazetede çalışır ve ölene dek bu gazetede editör olarak hayatına devam eder. 14 Nisan 1986'da vefat eder. 1981’de Sartre’ın acı dolu son yıllarını anlattığı Veda Töreni’ni (Cérémonie Des Adieux) yazar. Kendisi de Paris’de Cimetière du Montparnasse Mezarlığına Sartre’ın yanına gömülür. Mezar taşında isimleri alt alta yazılır.

En önemli eserleri
1943 yılında Simone de Beauvoir, Konuk Kız (L'Invitée) adlı Rouen okulundaki öğrencilerinden Olga Kosakiewicz ile olan kronik lezbiyen ilişkisinin öyküsünü yayınladı. Bu öykü aynı zamanda de Beauvoir ile Sartre arasındaki karmaşık ilişkiyi ve ilişkinin bu üçlü yapıdan nasıl zarar gördüğünü anlatır.

En önemli eseri 1949’da yazdığı, kadınların gördüğü baskıların bilimsel incelenmesini yaptığı ve modern feminizmin temellerini kurduğu İkinci Cins (Le Deuxième Sexe) adlı eseridir.

 Freudcu yönleri ağır basan feminist bir varoluşçuluğun göze çarptığı kitapta Varoluşçulukta olduğu gibi  temel prensip olarak var oluşun özden önce geldiğini kabul eder ve “Kadın doğulmaz kadın olunur.” prensibine ulaşır.

Simone de Beauvoir Lezbiyen Miydi?
Simone de Beauvoir açık ilişkilerden ve açık evlilikten yana olduğunu sıkça belirtmiş, hayatını da buna göre yaşamış biri idi. "Second Sex" isimli kitabında "21 yaşımda her iki cinsiyetin de tecrübleerini elde etmiştim" diye yazar. L'Invitée adlı eserinde ilişkilerini detaylandırır. Mülakatlarında Jean-Paul Sarte ile olan açık evliliğinden mutluluğunu dile getirmiştir.

1990 yılında iki cilt olarak yayınlanan günlükleri ve Sartr'e yazdığı mektupları ile bir çok kere kadınlarla da ilişkiye girmiş olduğu ortaya çıkmıştır.

1952 yılında Amerikali fotoğrafçı Art Shay tarafından çekilen çıplak fotoğrafı Le Nouvel Observateur dergisi tarafından 2008 yılında yayınlandığında olay olmuştu.
Devamını oku

ORHAN VELİ KANIK KİMDİR?

Orhan Veli Kanık Kimdir? Kısaca Hayatı ve Edebi Kişiliği


Türk şiirinin hececi şairlerinden Orhan Veli Kanık, 1914 yılında İstanbul'da doğdu. Ortaöğrenimini Ankara Gazi Lisesi'nde yapan Orhan Veli, daha sonra İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'ne girdi. Ancak üniversite eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Çeşitli resmi görevlerde memur olarak çalıştı.

Orhan Veli Kanık'ın ilk şiirleri 1936 yılında Varlık Dergisi'nde yayımlandı. Şiirlerinde yerleşik kalıp ve klişeleri yıkan basit ve sade halk dili ile sıradan insanın güncel yaşamına eğilen Orhan Veli, arkadaşlarıMelih Cevdet Anday ve Oktay Rifat ile "Garip" akımını kurdu. 1947 yılında "Yaprak Dergisi"ni çıkardı. 1947-1950 yılları arasında 28 sayı yayımlanan dergi, Orhan Veli'nin 14 Kasım 1950'de ölümü üzerine "Son Yaprak" adını taşıyan son sayısı ile yayımını durdurdu.

EDEBİ KİŞİLİĞİ

Orhan Veli'nin gençlik dönemi şiirleri, Mehmet Hamdi ve Ahmet Muhip Dıranas etkilerini taşır. Fransız sembolistlerinden de dikkate değer biçimde etkilendi. Daha sonra "Garip" akımının oluşumuna yol açan "yadırgatıcı" şiirlerini yazdı. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte şiirin "insanın beş duyusuna değil, aklına hitap eden bir sanat" olduğunu belirterek yeni akımın en temel ilkesini açıkladı.

Orhan Veli, şiirde sürekli bir arayışın simgesi oldu. Oktay Rifat'ın deyimi ile "Şiirde birkaç kuşağın arka arkaya gerçekleştirebileceği hızlı değişimleri birkaç yıl içine sığdırmıştır." Orhan Veli'nin yayımlanan eserleri arasında "Garip ve Vazgeçemediğim", "Destan Gibi", "Yenisi", "Karşı" adlı kitaplar sayılabilir. 

Orhan Veli Kanık, 14 Kasım 1950 tarihinde hayatını kaybetti.
Devamını oku
Sade TürkçeBlogger·Teması Temanın Tasarımcısı